Bir söz etmeden evden çıkıp,
Buralara kadar geldim.
Ama güneş batınca,
Umutsuz, acınası birine dönüyorum.
Şehrin üstündeki gökyüzü kırmızıya bulanık,
diye bağırdı bir karga, uçup giderken.
Uzun gölgem, bu yol boyunca geriliyor,
Beni kollarımdan çekiyor, eve dönmeye zorluyor.
Izgaradaki balığın kokusu,
Akşam yemeğinin o güzel kokusu…
Midem bile bana bağırmaya başladı,
ve ben inatçı olmaktan yorulmaya başladım.
Cidden hemen gidip özür dilemem lazım-
Ahh, eve gitmek istiyorum!
Umutsuz gözlerimin önünden,
Bir çocuk geçip gitti.
Burnunu çekiyor, sesli bir şekilde hıçkıra hıçkıra…
Ona doğru bakmaya zahmet etmeden, koşmaya devam ediyorum.
Karanlığa doğru ayrılan bir şekil
Bana eskiden nasıl biri olduğumu hatırlatıyor.
Koşuyorum… Koşuyorum… Gözlerimi Siliyorum…
Can çekişen bir ayı kovalıyorum-
Eğer hemen gidip özür dilersem,
Akşam yemeğine yetişirim!
Izgaradaki balığın kokusu,
Akşam yemeğinin o güzel kokusu…
Midem bile bana bağırmaya başladı,
ve ben inatçı olmaktan yorulmaya başladım.
Cidden hemen gidip özür dilemem lazım-
Ahh, eve gitmek istiyorum!